Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki
torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar. “Çok teşekkür ederim” der
kurt, “Bana büyük bir iyilik yaptın” “Önemli değil” der köylü ve tarlasına
gitmek üzere yürümeye baslar. “Bir dakika” diye seslenir kurt: Çok uzun
zamandır bu avcılardan kaçıyorum, çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam
için bir şeyler yemem lazım ve burada senden başka yiyecek bir şey yok.” Köylü
şaşırır: “Olur mu, ben senin hayatını kurtardım. “Yapılan iyiliklerden, verilen
hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur” der kurt. “Ben de kendi
çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım.”
Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç
kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler. Karşılarına
önce yaşlı bir kısrak çıkar. ” Ne vefası ” der kısrak, ” Ben sahibime yıllarca
hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe
yaramadığımda beni böylece kapıya kovdu… ” Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken
bir köpeğe rastlarlar. “Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim” der
köpek, ” Yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarını korurum,
yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur…” Kurt
köylüye döner, “İşte gördün” der. Köylü de son bir çabayla “Ama üç diye
konuşmuştuk, birine daha soralım, sonra beni ye” diye cevap verir.
Bu kez karşılarına bir tilki çıkar. Başlarından geçenleri,
tartışmalarını anlatırlar. Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı
için keyiflenir. “Her şeyi anladım da” der tilki “Bu küçücük torbaya sen nasıl
sığdın?” Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar: “Gözümle görmeden
inanmam…”İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye
işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar. Köylü eline bir taş alır ve
“Beni yemeye kalktın ha nankör yaratık” diyerek torbanın içindeki kurdu bir
süre pataklar. Sonra tilkiye döner “Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın”
der. Tilki de “Benim için bir zevkti” diye cevap verir.
O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa
alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi
öldürür. Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter:
“Haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey
yokmuş…”
Alıntıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder