Paylaş

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

20 Eylül 2013 Cuma

100

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Eylül 20, 2013
Okuduğum kayda değer, güzel hikaye ve yazıları bir araya toplama ve paylaşma düşüncesiyle oluşturduğum blog sayfasında 100. yayına ulaştık. Nedense 100 sayısı her zaman karşımıza çıkar. Blog sayfamızın 100. yayınında, 100 denince akla ne gelir sorusuna cevap aradım. Aşağıdaki bilgiler aklıma gelenler ve araştırıp bulabildiğim kaynaklardan derlenmiştir.

100 sayısı, Roma rakamına göre “C” olarak ifade edilir.

100 sayısının asal çarpanları 22x52 dir.

1 asır 100 yıldır.

1 metre 100 santimetredir.


1’den 100’e kadar olan asal sayılar şunlardır: 2, 3, 5, 7, 11, 13, 17, 19, 23, 29, 31, 37, 41, 43, 47, 53, 59, 61, 67, 71, 73, 79, 83, 89 ve 97' dir.



Suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derecedir.



Sınavlar çoğunlukla 100 üzerinden değerlendirilir.

Yüzde(%), herhangi bir sayı ile kullanıldığında yüze bölünen bir şeyin o kadarlık parçasını belirten bir sözdür.



100 sayısının karekökü 10, karesi 10.000’dir.

1 rakamına yüz sıfır ekleyerek oluşan sayıya “Googol” denir. Bu terim Amerikalı matematikçi Edward Kasner'ın yeğeni Milton Sirotta (1929–1980) tarafından 1938 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Milton bu sırada dokuz yaşındaydı. Kasner bu kavramı Matematik ve Hayal Gücü adlı kitabında da ele almıştır. Googolun matematiğe çok yararlı olduğu söylenemez. Bu sayı daha çok görünür evrendeki atomik parçacıkların sayılarının karşılaştırılmasında ve olası satranç oyunlarının sayısının hesaplanmasında kullanılır. Edward Kasner bu sayının düşlenemeyecek büyüklükteki bir sayı ile sonsuz çokluğun arasındaki farkı yansıttığını düşünmektedir. Sayının matematikteki kullanımı bununla sınırlıdır.



Rüyada yüz sayısı yüz gün anlamına gelebilir. Bu durumda rüyanın yüz gün sonra çıkacağı söylenebilir. Rüyada yüz ayrıca bir kısmetin, para vb.nin miktarını da belirtebilir.

100 adet GÜL: Bazen öyle sevgiler var ki, dillerden düşmez... Bazen öyle sevgiler var ki yıllar bile eskitemez... Bazen öyle sevgiler ve aşklar var ki, şarap gibidir ömürle birlikte tadı ve özlemi artar... Bazen öyle sevgi ve aşk vardır ki, yıllara meydan okur ve iki insanın hayatını ölümsüzleştirir... İşte böyle bir sevgi kelimelerle değil çiçeklerle anlatılır. Bu kadar büyük sevgiyi yaşıyor veya yaşatıyorsanız o zaman 100 çiçeği hak ediyordur. 100 çiçek almışsanız eğer, "Geçmişten bu güne kadar büyük bir aşk yaşattın. Bu günden ölüme kadarda bu aşkı tattıracağına inanıyorum. Yıllara rağmen seni ilk tanıdığım günden şimdi daha çok seviyorum. Bu sevgim her şeyden üstün ve sevmeye de devam edeceğim" anlamına gelmektedir.



100 m (yüz metre) Atletizmde en kısa açık hava Kısa mesafe koşusudur. Erkekler 100 metre rekorunun sahibi 16.08.2009 tarihinde 9.58 sn ile Jamaika’lı Usain Bolt (Berlin Atletizm Şampiyonası), bayanlarda ise 16.07.1988 tarihinde 10.49 san ile ABD’li Florence Griffith-Joyner’dir. (Indianapolis)



4 × 100 metre bayrak yarışı, atletizmde dört koşucunun 100 metrede bir bayrağı değişerek koştuğu yarıştır. İlk koşucular 400 metre koşucuları gibi başlangıç yaparlar. Her koşucu 100 metre koştuktan sonra 20 metrelik bayrak değişim yerlerinde bayrağı diğer koşucuya verir. Bayrak, 30 cm uzunluğunda 50 gram ağırlığında alüminyum bir borudur. Erkek dünya rekoru 37.10 saniyelik dereceyle Jamaika takımına, bayanlar dünya rekoru ise 41.60 saniyelik dereceyle Doğu Almanya'ya aittir. Erkekler rekoru; 2008 Pekin Olimpiyatları'nda, bayanlar rekoru ise; 1980 Moskova Olimpiyatları'nda kırılmıştır.

100 Numara denildiğinde akla gelenlerden biri de tuvalettir. Nezih Kuley'in yazdığı 'Hayat İçin Bir Kahve Molası' kitabında yüznumaranın nereden geldiğine açıklık getiriliyor. Fransa'ya giden Cumhuriyet kuşağı Türkler, Paris'te iki ya da üç yıldızlı otellerde kalıyor. O tarihlerde de tuvaletler odalarda değil, katlarda birer tane. Tuvalet kapılarında da, oda kapılarının numaralarıyla karışmasın diye, numarasız anlamına gelen '00' yazılı. Fransızcada numarasız kelimesinin anlamı 'sans numero'... Bizimkiler bu 'numarasız' anlamına gelen 'sans'ı Fransızcada yüz anlamına gelen 'cent' ile karıştırıp (her iki kelime de 'San diye okunuyor çünkü) Fransızların 'numarasız'ını, yüznumara yapıyor. Kuleyin, bu açıklamanın altına eklemiş: "Kimse 'Kardeşim, biz buralara yüznumara diyoruz AMA o zaman neden üstüne '00' yazıyoruz' diye sormuyor."



Yüz Numaralı Adam”, senaryo yazarlığı ve yönetmenliğini Osman F. Seden'in üstlendiği, 1978 yapımı bir Türk filmidir. Güldürü türündeki bu sinema filminin başrollerini Kemal Sunal ve Oya Aydoğan paylaşmıştır. Ailesinin çalışıp para kazanması için zorladığı, ancak saflığı nedeniyle girdiği işlerde bir türlü tutunamayan ve kısa sürede kovulan Şaban(Kemal Sunal), bir reklam firmasında çalışan ve önemli bir firmanın ürünlerini tanıtmak için halkın içinden birini kullanmayı düşünen Ayşe(Oya Aydoğan) tarafından trende görülür ve reklam filmlerinde oynaması için ikna edilir. Artık Şaban halk tarafından sevilen büyük bir reklam yıldızıdır. Bu sebepten dolayı başta babası olmak üzere bütün insanların Şaban'a karşı tavırları değişir. Şaban değişik ürünlerin reklamlarında boy göstermektedir. Ancak tanıttığı ürünlerin hepsinin fos çıkması, halkın Şaban'a karşı bakışını değiştirir. Bu durum karşısında çok üzülen Şaban reklamcılık işini bırakması fakat işe girmeden önce şirket patronunun imzalattığı evraklardan dolayı patrona borçlanması sonrasında başından geçenler anlatılmaktadır.



Yüz kelimesi için sözlüğe bakıldığında aşağıdaki anlamlar görülür:

1. isim Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı

2. Bu sayıyı gösteren 100 ve C rakamlarının adı

3. sıfat On kere on, doksan dokuzdan bir artık

4. Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz - "Bu göreve getirildiğinden beri davranışlarındaki abartı, her zamankinden belki yüz kat üstündü."

5. isim Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat - "Bir güzel çocuk yüzüydü gördüğüm."

6. Yüzey - "Suyun yüzünde."

7. Kesici araçlarda keskin ağız, kenar - "Bıçağın keskin yüzü."

8. Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü

9. Yorgana ve yastığa geçirilen kılıf

10. Bir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş - "Yorgan yüzü. Kanepenin yüzü."

11. Birinin görüle gelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret - "Ne yüzle? Yüzü olmamak."

12. Nedeniyle, sebebiyle - "Bu yüzden onu karşımda görünce çok şaşırdım."

13. Yan, taraf, yüzey

14. (Mimarlık) Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin her biri - "Ön yüz. Yan yüz. Arka yüz."

15. mecaz Utanma - "Adamda yüz yok ki!"

(Bilgiler çeşitli sayfalardan alınmıştır.)

Ayşe F. Çağlar

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Hikaye Kumbaram Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea