"Rüzgâr
estiğinde dahi uyuyabilirim"
Bu
söz yaşlı çiftlik sahibinin kafasını çok karıştırmıştı, fakat bu zeki genç
adamdan da çok hoşlanmıştı, bu yüzden onu işe aldı. Birkaç gün sonra yaşlı çiftlik sahibi ile
karısı gece yarısı çok sert ve şiddetli bir rüzgârla uykularından fırladılar. Bir sorun çıkma ihtimaline karşı
her yeri kontrol etmeye başladılar.
Pencere ve kapıdaki kepenklerin sıkıca
kapatılıp kancalarının yerlerine takıldığını gördüler. Kalın ağaç kütükleri ise
sıra sıra şöminenin yanına dizilmişti. Tarım araçları güvenli bir şekilde
hangara yerleştirilmişti. Traktör garajdaydı. Ahırın kapısı düzgün bir şekilde
kapatılmış ve kilitlenmişti. Hatta içerideki tüm hayvanlar oldukça sakindiler.
Genç
adam hemen ilerdeki kulübesinde huzurlu bir şekilde uyuyordu.
İşte o anda, yaşlı çiftlik sahibi, genç
adamın o gün ona ne demek istediğini anladı. "Rüzgâr eserken dahi uyuyabilirim"
Çünkü genç adam, fırtınasız güzel günlerde bir
gün şiddetli bir fırtına ile çiftlikteki her şeylerini kaybedebileceklerini
düşünerek, işlerini o kadar bağlılıkla ve düzgün bir şekilde yapmıştı ki, en
sert, en şiddetli fırtına dahi esse, yatağında huzurla uyuyabilirdi.
Alıntıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder