Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur; hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza
çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir
yere götürürler ya da bize bir şey öğretir.
İkinci
kural:
Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremez.
Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz.
"Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı" gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne
yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve
ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de,
hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.
Üçüncü
kural:
İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni
bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
Dördüncü
kural:
Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim
gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve
elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.
Alıntıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder