Paylaş

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

30 Nisan 2013 Salı

Ümitli Kurbağa

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Nisan 30, 2013 0 yorum
Bir kurbağa sürüsü ormanda yürürken, içlerinden ikisi bir çukura düştü. Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplandılar. Çukur bir hayli derindi ve arkadaşlarının zıplayıp dışarı çıkması mümkün görünmüyordu.

Yukarıdaki kurbağalar, boşuna uğraşmamalarını söylediler arkadaşlarına:

"Çukur çok derin, dışarı çıkmanız imkansız."

29 Nisan 2013 Pazartesi

Tek bir Hayatınız var ve bir gün sona eriyor...

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Nisan 29, 2013 0 yorum
Emma Bombeck Avustralya’da kanserden öldü.
Ölümünden hemen önce şunları yazdı:
Hayatımı yeniden yasayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim.
Gül seklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim.
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı aksam yemeğine davet ederdim.
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer,

25 Nisan 2013 Perşembe

Kitap: Uyuyana Kadar - S.J. WATSON

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Nisan 25, 2013 0 yorum
Aldığım kitapların yanında kitapçının tavsiyesi üzerine bu kitabı da almışım. Ne okusam diye düşünürken kitaplıkta diğer okumadığım kitaplarımın arasında gördüm bu kitabı. Aradan çektim ve okumaya başladım. Elime alana kadar kitaplığımdaki varlığından haberim olmayan kitap, yazarın ilk romanıymış. Kitaba başlayınca konusu çok ilgimi çekti ve bir türlü elimden bırakamadım.

Kitap, Christine Lucas adında, 47 yaşında, amnezi hastası bir kadının hayatını anlatıyor. Kadın 29 yaşlarında bir kaza geçirmiş. Gece uykuya dalıp sabah uyandığı her gün sadece 20’li yaşlarında yaşadıklarını hatırlıyor, kazadan sonraki yaşamından hiçbir şey hatırlamıyor.

Başarılı İnsan Deneme Cesaretine Sahip İnsandır

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Nisan 25, 2013 0 yorum
“Yüksek bir dağa çıkma güçlüğünden kaçınırsanız, güzellikleri göremezsiniz.” W. Shakespeare

Bilge sultanın, vezirlerinden birisini baş vezirliğe tayin etmesi gerekiyordu. Bu göreve layık veziri bulabilmek için bütün vezirlerini etrafına topladı ve onları bir sınava tabi tuttu. Onları o güne kadar gördükleri en büyük ve en ağır kapının önüne getirip şöyle dedi:

24 Nisan 2013 Çarşamba

Taviz Vermenin Sonucu

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Çarşamba, Nisan 24, 2013 0 yorum
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.

Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

“SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ”DE…”

Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:

22 Nisan 2013 Pazartesi

Çocuklardan Büyüklere 7 Kariyer Tavsiyesi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Nisan 22, 2013 0 yorum
Çocukları çok severiz, yapamadığımızı yapar, söyleyemediğimizi söylerler. Engelleri ve sınırları yoktur. Özgürdürler ve çok mutludurlar. Bazen bize nedensiz gelen bir mutlulukları vardır, küçük bir göz kırpmayla bile kahkahayı basarlar. Mutlu olmak için bizim gibi büyük beklentileri yoktur. Mutlu olmak onlar için çok kolaydır, bizim içinse çok zordur. Onlar hep başarılıdır biz ise arada başarılı. Peki çocuklardan kariyerimiz için ne öğrenebiliriz? Hep büyükler tavsiye verecek değil ya işte çocuklardan büyüklere 7 kariyer tavsiyesi.

21 Nisan 2013 Pazar

Cross Stitch

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazar, Nisan 21, 2013 0 yorum

"Bildiğin kanaviçe bu" dedi bir arkadaşım ne o öyle cross falan. Evet aynen öyle bildiğimiz kanaviçe yapıyorsun etamin üzerine. Sonunda bitirince güzel bir tablo oluşuyor, çerçeveletip asıyorsun. Cross Stitch deniyor. Yani Türkçesi çapraz dikiş. Tablo haline de goblen deniyor. Bu isimlerde taratıldığında arama sayfalarında birçok bilgiye ulaşılabilir.

Benim bitirdiğim kit halinde satılanlardan.

19 Nisan 2013 Cuma

Kitap: Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Nisan 19, 2013 2 yorum






David (Dave) Gurney, 47 yaşında, şöhretten nefret eden, içe dönük, yeni emekli olmuş bir New York Polis Teşkilatı (NYPT) cinayet dedektifi. Emekli olduktan sonra, eşi Madeleine ile birlikte şehir dışında bahçeli bir evde hayatlarını sürdürüyorlar. Madeleine yıllarca eşinin mesleği nedeniyle bir düzene oturtamadıkları hayatlarında yeni bir başlangıç hayalinde. David’in ilk eşinden bir oğlu var ama pek görüşmüyor. Şimdiki eşinden olan oğlunu ise çocukken kaybetmiş ve bununla ilgili kendini suçluyor. Bazı konularda geçmişine takılmış durumda.

Her şey David’in 25 senedir karşılaşmadığı bir sınıf arkadaşı, Mark Mellery’nin kendisiyle görüşmek istemesi ile başlıyor.

18 Nisan 2013 Perşembe

Fillerin İpi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Nisan 18, 2013 0 yorum
Adamın biri fillerin yanından geçerken bir anda durmuş ve şaşkınlıkla ön ayaklarından birine bağlanmış küçük bir ip parçası yüzünden yerlerinde sabit duran bu koskoca hayvanlara bakakalmış. Ne zincirler, ne de bir kafes; küçücük bir ip parçası. Apaçık belli ki filler istedikleri zaman bu iplerden kendini kurtarabilir, ancak bir sebep yüzünden bunu yapmıyorlar.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Mutluluk Dediğin...

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Çarşamba, Nisan 17, 2013 0 yorum
Baba ve iki küçük çocuğu ormanda gezintiye çıkmışlardı. Bir süre yürüdükten sonra çocuklardan biri:

‘Baba çok yoruldum. Beni omzuna alır mısın?’

Baba hiçbir şey duymamışçasına yürümesini sürdürdü. Çocuğun ısrarı üzerine:

16 Nisan 2013 Salı

Baltanızı Bileyin

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Nisan 16, 2013 0 yorum
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor, öğle yemeğini yiyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş.

Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuçta ikinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş;

Dinlenti

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Nisan 16, 2013 4 yorum
Asfalt yolun her iki yanında uzun palmiye ağaçları sıralanmış. Yolun bir yanında çiçekleri açmış portakal, mandalina ağaçları diğer yanında ise yer yer kuru dallarıyla çam ağaçları. Pazar gününün sessizliği ve tenhalığında, 3,5 yaşındaki kızımın 3 tekerlekli bisikletinin kontrol kolundan tutarak yavaş yavaş ilerliyorum. Portakal ağaçlarını arkamıza vererek yola bakacak şekilde bir banka oturuyoruz. Çam ağaçlarının kurumuş dalları arasından bulutsuz, mavi gökyüzü ışığını saçıyor ve dallar üzerinde o kadar çok kozalak var ki sanki doğanın çizdiği bir motif. Sırtımıza vuran güneş rahatsız etmeyen sıcaklığıyla bizi ısıtıyor.

15 Nisan 2013 Pazartesi

Zorlukların Her Biri Bir Adımdır

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Nisan 15, 2013 0 yorum
Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz.

Kirpiler Gibi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Nisan 15, 2013 0 yorum
“Dikenlerini batırmayacak kadar uzak, soğuktan koruyacak kadar yakın…”

Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler. Ama en çok kayıp veren kirpilermiş. Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.

Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamışlar. Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.

12 Nisan 2013 Cuma

Çatlak Kova

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Nisan 12, 2013 0 yorum
Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş.

Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş.

11 Nisan 2013 Perşembe

İşi Bırakıyoruz...

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Nisan 11, 2013 0 yorum
Yaşlı bir adam emekli olur ve bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir. Ama ders yılı başlar. Okulun açıldığı ilk gün, okuldan çıkan öğrenciler, yaptıkları gürültü patırtı yetmiyormuş gibi, yolların üzerindeki her çöp bidonunu tekmeleyerek devirirler.

Bu çekilmez gürültü günlerce sürer. Yaşlı adam bir önlem almaya karar verir.

Ertesi gün çocuklar gürültüyle evlerine dönerken kapısının önüne çıkar ve onları durdurur:

5 Nisan 2013 Cuma

Başarının Anahtarı Sizin Elinizde

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Nisan 05, 2013 0 yorum
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.

4 Nisan 2013 Perşembe

Başarının Göstergesi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Nisan 04, 2013 0 yorum
Bir Alman şirketi, Antalya’da faaliyet gösteren bir aile şirketi ile ilgilenir. İş ortaklığı kurmak isterler. Görüşmeler yapılır. Karşılıklı koşullar masaya yatırılır. Almanya Türkiye arasında git-geller olur. Uzun görüşmelerden sonra anlaşmanın taslağı ortaya çıkar.

Bir yaz günüdür. Antalya’nın havası malumunuz. Bizimkiler aile boyu harıl harıl işlerinin başındadırlar. Alman şirketinin yetkilisi anlaşmayı imzalamak üzere Antalya’ya gelir. Her şey hazırdır. Anlaşmayı imzalamak üzere masaya otururlar. İş görüşmeden önce yapılan havadan sudan sohbetler malum.

3 Nisan 2013 Çarşamba

Işığı Yaymasını Bilmek....

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Çarşamba, Nisan 03, 2013 0 yorum
Amerika’da küçük bir kasabada, genç bir adam kendi işini kurar. Yaptığı iş, perakendeciliktir. Dürüst ve dost canlısıdır. İnsanlar da onu çok severler. Alışverişlerini ondan yaparlar, eşine dostuna onu tavsiye ederlerdi.

Bir yıl içinde küçük bir dükkandan ülke çapında yayılan bir zincir oluşturur genç adam. Evlenir, çoluk çocuğa karışır. Üç oğlu olur.

Yıllar geçer, yaşlanır. Bir gün hastalanır. Hastaneye kaldırılır. Doktorlar durumundan endişelidir.

Adam oğullarını çağırır. Şöyle der çocuklarına:

2 Nisan 2013 Salı

Hayallerinizi Gerçekleştirmek Sizin Elinizde !

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Nisan 02, 2013 0 yorum
Japonya’da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş.

Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya’nın ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş.. Hoca: Getir çocuğu ..bir bakalım, demiş. Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına.. Hoca çocuğu süzmüş ve: Tamam demiş.. Yarın eşyalarını getir, Çalışmalara başlıyoruz. Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve “bu hareketi çalış” demiş.

2 Şey...

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Nisan 02, 2013 0 yorum
İki şey 'Kalitesiz insan'ın özelliğidir:
1- Şikayetçilik
2- Dedikodu

İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1- Bakış açısını değiştirmek
2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek

İki şey yanlış yapmanı engeller:

1 Nisan 2013 Pazartesi

Kırık Olsa Duramazsın !!

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Nisan 01, 2013 0 yorum
Kırık olsa duramazsın derler. Ama hiç de öyle değilmiş.

3,5 yaşındaki kızım “Kızım zıplama, düşersin!” uyarılarımıza rağmen kanepenin üstünde zıplarken, dediğimiz oldu ve düştü. Bir süre ağladıktan sonra sustu. Görünürde bir şey yok. Ne morluk, ne şişlik var. Ağrı, sızı da yokmuş gibi gözüküyor. Ne zamanki koltuk altlarından tutup kucakladığımızda “Kolum acıdı” diyerek ağlamaya başlıyor. Bakıyoruz, yine bir anormallik göremiyoruz.
 

Hikaye Kumbaram Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea