Paylaş

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

28 Kasım 2013 Perşembe

Mantık

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Kasım 28, 2013 0 yorum
Mantık dersine giren profesör, öğrencilerin “Mantıklı olmak bize ne kazandırır? Mantık bize ne öğretir?” sorusuna bir anekdot üzerinden cevap vermeyi seçer. İşte o profesörün anlattığı anekdot ve mantığın bize öğrettikleri… Öğrenciler o yılın ders programlarında yeni bir ders olduğunu fark ederler. Dersin adı Mantıktır ve derse yaşlıca bir profesör girecektir. Nihayet, ilk mantık dersi başlar. Çocuklardan biri söz hakkı isteyerek:
-Sayın profesör, mantık bize ne öğretir? Lütfen her şeyden önce bunu anlatır mısınız, ricasında bulunur.

26 Kasım 2013 Salı

Bakış Açısı

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Kasım 26, 2013 0 yorum
Tren Patarka’dan hareket etmeden önce, teknisyen trenin makinistine lokomotifin bir parçasında sorun olduğunu ve trenin yolda kalabileceğini söylemişti. Makinist;
“O zaman o parçayı niye şimdi değiştirmiyorsun?” diye sormuştu.
Teknisyen, parçanın Patarka tren istasyonunda olmadığını ama varış istasyonu olan Bostarka’da bulunduğunu söylemişti.
Ardından da “Umarım yolda kalmazsınız.” demişti.

25 Kasım 2013 Pazartesi

Yorgun Eller!

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Kasım 25, 2013 0 yorum
Meşhur piyanist Arthur Rubisnstein konserlerinden birinde küçük bir kızın hatıra defterini imzalamakta tereddüt ediyormuş. Ellerinin çok yorulmuş olduğunu ileri sürerek, küçük kızı başından savmaya çalışmış.
Kız, tereddüt etmeden şöyle demiş:

22 Kasım 2013 Cuma

Ödül, Ceza ve Sorumluluk

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Kasım 22, 2013 0 yorum
Saat sabah altı idi; tüm askerlerin sabah içtiması için birliğin önünde dizilmesi gerekiyordu. Ancak saat altıda üç yüz kişilik birlikten ancak iki yüz doksanı hazırdı ve düzensiz bir şekilde duruyorlardı.
İçtimadan sonra hep birlikte yaklaşık iki kilometre kadar uzaktaki kahvaltı alanına gideceklerdi. En sona kalan on asker, birlik binasından çıkıp askerlerin arasına karışırken hemen fark edildiler.
Bunlardan sadece iki tanesi uyuya kalmıştı. İki tanesi ‘acaba çaktırmadan arazi olup bugünkü etkinliklere katılmayabilir miyiz’ diye düşünüyordu. İki tanesi ise yatakhanede kahvaltıya gitmekten kaçınmak istiyordu. Diğer dördü ise plansızlıktan ve geç kalkmaktan zamanında hazırlanamamıştı.
Komutan sonuçta onuna da ceza verdi. Gecikmenin cezası elli defa mekik çekmekti.
Tugay komutanı, sadece içtimalarda değil; ama genel düzen olarak tugayda birinci gelen bölüklere de ödül veriyordu. Daha çok çarşı izni; daha iyi koşullarda yıkanma ve bunun gibi.
Kahvaltı sırasında zamanında gelen askerlerden bir tanesi,

21 Kasım 2013 Perşembe

Yaşamın İlkesi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Kasım 21, 2013 0 yorum
Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın.
Çünkü bir çocuğun, bir yetişkine her zaman öğreteceği üç şey vardır:

20 Kasım 2013 Çarşamba

Hikaye Kumbarası

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Çarşamba, Kasım 20, 2013 0 yorum
"Kaynaklardan alıntı yapıp blog sayfana kopyalıyorsun, kendi yazılarını yaz da onları okuyalım." dedi bir arkadaşım. Evet, ben de okunası güzel yazılar, hikayeler yazabilmek isterdim ama ne yazık ki bir yazar değilim. Sanırım bir şeyler yazabilmek için insanın sakin bir ortama, kafa dinginliğine ihtiyacı oluyor. Hani filmlerde olur ya. Yazar kişi, yeni kitabı için ıssız bir yere gider ve ilham perisinin gelmesini bekler. Bütün yazarlar böyle bir ortama ihtiyaç hissederler mi bilmiyorum ama ilham perisi gelmişse eğer ortam hiç önemli olmaz herhalde.

19 Kasım 2013 Salı

Görmek İstediklerimiz

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Salı, Kasım 19, 2013 0 yorum
THELMA THOMPSON anlatıyor:
Harp sırasında kocam New Mexiko'daki Mojave çölüne gönderilmişti. O çölde, tatbikata katılırken yanında olabilmek için bende çölün yolunu tuttum. Kendimi cehennemin kucağına atmıştım. Ortalık yanıyordu.
Küçük bir kulübede oturuyordum ve yanında olmak için tehlikeye atılarak geldiğim kocamı unutmuş, can derdine düşmüştüm.
Etrafımdaki Meksikalılar ve yerliler, tek kelime İngilizce bilmediğinden kimseyle konuşamıyordum. Sıcak rüzgar, bir taraftan bedenimi kavuruyor, bir taraftan yediğim yemeğide ağzımı burnumu kumla dolduruyordu. Canıma yetmişti, kağıda kaleme sarılıp babama bir mektup yazdım:

15 Kasım 2013 Cuma

Bir Hayat Dersi!

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Kasım 15, 2013 0 yorum
Ortaokuldayken, sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya girmiştim. Sebebini şimdi hatırlamıyorum ama o gün öğrendiğim dersi hayatım boyunca unutmadım.
Tartıştığım kişinin haksız olduğundan, kendiminse haklı olduğumdan o kadar emindim ki... Tabi karşımdaki de tam tersini düşünüyordu... O an öğretmenimiz bize çok önemli bir ders vermeye karar verdi.

13 Kasım 2013 Çarşamba

Dokuz

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Çarşamba, Kasım 13, 2013 0 yorum
Eğer 9 canlı olsaydın.
En çok 8 kez kaçabilirdin ölümden.
Bil ki 7 düvele sultan olsan.
Yerin 6 mekan olacak sana.

11 Kasım 2013 Pazartesi

Her şey yeterli olsun

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Kasım 11, 2013 0 yorum
Kızın bineceği uçağın kalkmak üzere olduğu anons edilmişti. Güvenlik kapısının yanında duruyorlardı. Birbirlerine sarıldılar ve baba "Seni seviyorum. Her şey yeterli olsun," dedi.
Kız, "Baba, birlikte geçirdiğimiz günler gereğinden fazla güzeldi. Sevgin, ihtiyacım olan tek şey. Ben de senin için her şeyin yeterli olmasını diliyorum, baba," diye karşılık verdi. Birbirlerini öptüler ve kız ayrıldı.
Baba, yanında oturduğum pencereye doğru yürüdü. Ayakta dururken ağlamak istediğini ve buna ihtiyacı olduğunu görebiliyordum. Özel konulara girmemeye çalıştım; ama
"Birine sonsuza kadar ayrı kalacağınızı bile bile hoşça kal dediniz mi hiç?" diye sorarak adeta beni sohbete davet etti.

8 Kasım 2013 Cuma

Bilgi - Rorschach Testi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Kasım 08, 2013 2 yorum
Hermann Rorschach daha önce denenmemiş bir psikolojik test uyguladı. 1910'lu yıllarda. Psikolojik Testin isim babası oldu ve test Rorschach Testi olarak anıldı. Rorschach Testi yapılış şekli; katlanmış kağıt arasında kalan mürekkep lekelerinin yorumlanması.
Kendisine bu test uygulanan kişinin yorumlarına göre kişinin psikolojik sağlığı analiz ediliyor. Mürekkep lekelerinin herhangi bir şekli yok, yani kalıp cevaplar vermek gerekmiyor bu teste. Kişi kendi içsel dinamiklerine göre mürekkep desenlerini inceliyor ve cevaplıyor.
Eğer kişi olumsuzluk içeren yorumlar yaparsa o kişinin şiddete yatkınlığı, olumlu içerikli yorumlar yaparsa o kişinin sorunsuz olduğu sonucuna ulaşılıyor.

7 Kasım 2013 Perşembe

Kadın Dili!

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Perşembe, Kasım 07, 2013 0 yorum
Oğlum bu hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, "Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim." dedim. Deniz kenarındaki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum. Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı. Hoş beşten sonra konuya giriyorum.
Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Hedefinizi Seçin

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Pazartesi, Kasım 04, 2013 0 yorum


4 Temmuz 1952 günü 34 yaşında bir kadın, Pasifik Okyanusu'na dalarak, Catalina adasından, 21 mil batısında kalan Kaliforniya'ya doğru yüzmeye başladı. Eğer başarılı olursa, bunu yapan ilk kadın olacaktı. Adı Florence Chadwick olan bu yüzücü, Manş Denizi'ni her iki yönde geçen ilk kadındı.
O sabah su, vücudu uyuşturacak kadar soğuktu ve sis o kadar yoğundu ki, beraberindeki tekneleri güçlükle seçebiliyordu. Milyonlarca insan televizyonlarından onu izliyordu, köpekbalıkları ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayarak 15 saat yüzdü.

1 Kasım 2013 Cuma

Eşeğin Gölgesi

Gönderen http://afbcaglar.blogspot.com/ zaman: Cuma, Kasım 01, 2013 0 yorum
Atina’da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demostenes çıkar; ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmakta, Filozofu dinlememektedirler.
Demostenes, “Bir hikâye anlatıp ineceğim” der ve anlatmaya başlar…
"Uzun zaman önceydi. Bir delikanlı Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralamıştı. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara’da bir işi vardı, beraber yola düştüler. Konuşa, konuşa giderlerken öğle sıcağı bastırdı; biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için bir subaşına çöktüler. Ama ortalıkta hiç gölgelik yoktu ve eşeğin sahibi yemeğini alıp eşeğin gölgesine sığındı.
 

Hikaye Kumbaram Template by Ipietoon Blogger Template | Gift Idea